
Kurumsal firmaların yıllar içinde kazandığı iyi özellikler kadar kaybettikleri de var. Özellikle onay mekanizmaları ve sistemlerin artması ile işler yavaşlar, fırsatlar gözden kaçabilir.
İşte tam bu noktada girişimlerle iş birliği yapmak, sadece yenilik peşinde koşmak değil, geleceğe yatırım yapmaktır. Ama bu iş biraz anlayış, biraz sabır ve çokça güven ister. Kurumsal bakış açıları ve kurumsal işleyişi girişimlerden beklemek onlardan alabileceklerimizi ve öğrenebileceklerimizi ortadan kaldırır.
1. Girişimleri Dinleyin:
Girişimler, farklı bakış açıları ve taze çözümlerle gelir. Onları dinlerken “Bizde işler böyle yürümez” demek yerine, gerçekten anlamaya çalışın.
Fikirlerini baştan elemek yerine, “Bu fikri birlikte nasıl geliştirebiliriz?” diye sorun. Girişimlerin yenilikçi ve hızlı bakış açısı ve eyleme geçmesi ile kurumsalların insan ve para kaynakları birleşirse çok büyük sonuçlar alınması mümkün.
2. Onay Süreçleri ve Mekanizmaları ile Fikirleri Öldürmeyin:
Girişimler hızlıdır, çeviktir. Ama sizin uzun onay süreçleriniz ve prosedürleriniz onların enerjisini tüketebilir. Tabii ki belli standartlarınız olacak ama işleri mümkün olduğunca hızlandırın. Zira o girişim için zaman, nakit kadar değerlidir. İyi bir iş birliği başlatın ve önlerini açın.
3. Pilot Projelerle Başlayın:
Büyük projelere hemen atlamaktansa, küçük pilot projelerle girişimi tanıyın. Hem sizin için risk azalır hem de girişim kendini kanıtlama şansı bulur. Başarılı olursa, daha büyük iş birlikleri kendiliğinden gelir. Girişimler için de bu öğretici bir süreç olacak, birlikte olup olmayacaklarına daha kolay karar verebileceklerdir.
4. Sadece Müşteri Değil Mentör ve Yol Gösterici Olun:
Girişimlerle çalışırken sadece ürün veya çözüm almıyorsunuz. Onlara deneyiminizle, bağlantılarınızla destek olun. Karşılıklı öğrenme ortamı yaratın. Çünkü girişimlerden inovasyon alırken, onlara rehberlik etmek işin ruhunda var. Deneyim, tecrübeleriniz ve bağlantılarınızla yeni müşteriler, bağlantılar tedarikçiler bulun ve işi hızlandırın. İki taraf da karlı çıksın.
5. Girişimlere Büyük Tedarikçiler Gibi Davranmayın:
Girişimlerin nakit akışı çok hassastır. Uzun ödeme vadeleri, onların ayakta kalmasını zorlaştırabilir. 90 gün, 120 gün gibi vadelerle değil, daha makul süreçlerle destek olun. Girişimler için erken ödeme, çoğu zaman bir finansmandan daha değerlidir. İşlerini iyi yapmaları için finansal olarak esnekliği gösterin. Onların başarısı sizin başarınız olsun.
6. Girişimlere Güvenin ve Alan Açın:
Eğer bir girişimle iş birliği yapıyorsanız, onlara güvenin. Mikroyönetim yapmadan, belli sınırlar içinde özgür bırakın. Fikirlerine alan açarsanız, yaratıcı çözümler gelir. Fikrinizi söyleyin ama onların sizin yapamadıklarınızı yaptığını unutmayın. Fikirlerinizi dayatmayın, yol ve alan açın.
7. Başarısızlığa Hazır Olun:
Girişimlerle çalışırken her şey % 100 başarıyla sonuçlanmayabilir. Önemli olan, başarısızlıktan ders çıkarıp birlikte öğrenmek. Hatalardan korkmak yerine, onları gelişim fırsatı olarak görün. Başarısızlıktan öğrenmek ve hataları tekrarlamamak esas olmalıdır.
8. Girişim Kültürünü Anlamaya Çalışın:
Girişimler farklı dinamiklerle çalışır. Daha hızlı, daha esnek, bazen de daha dağınık olabilirler. Bu kültürü anlamaya çalışın ve onlara uyum sağlamaları için destek olun. Girişim kafasını anlamak, öğrenmek hatta şirkette bazı uygulamaları bu modelde yönetmek işleri çok daha verimli hale getirip, çalışanları da mutlu edecektir. Kurum içi girişimcilik çalışmaları da çalışanlar için çok motive edici olacaktır.
Birlikte çalıştığınız girişimi sadece bir “tedarikçi” değil, çözüm ortağı olarak görün. Doğru yönetildiğinde bu iş birlikleri, hem kurumunuzu geleceğe taşır hem de girişimlerin büyümesine destek olur. Karşılıklı saygı, güven ve açık iletişimle neler başarılabileceğini görmek için eyleme geçme ve elinizi taşın altına koyma zamanı!
Ahmet Tuğrul Ağırbaş, Genwise/Kurucu Ortak