Startuplar ülke ekonomileri için oldukça önemli bir büyüme motoru haline gelmiştir. Dijital dönüşüm ve teknolojik gelişmeler sayesinde startuplar ufak ekiplerle yola çıkıp, çok ciddi cirolar elde eden şirketler haline gelebilmektedir.

Startupları diğer işletmelerden ayıran en önemli farklardan birisi startupların yaptığı işlerin ve müşterilere sunduğu deneyimin özgün olmasıdır. Birçok işletme pazarda var olan bir hizmeti kopyalayıp, franchise ederken startup girişimleri yeni bir iş fikri geliştirmeyi ve yeni bir deneyim yaratmayı amaçlar.

Startupları diğer şirketlerden ayıran başka bir faktör de hız ve büyüme oranlarıdır. Fikir aşamasından başlayarak ölçeklenme ve yatırım süreçlerine kadar ürünlerini ve fikirlerini çok hızlı bir şekilde geliştirmeyi hedeflerler. Startuplar bir yandan ürün ve hizmetlerini geliştirmeye odaklanırken bir yandan da vergisel ve mevzuatsal regülasyonlarla başa çıkmaya çalışmaktadır. Bundan dolayı fikir aşamasından, şirketleşme, yatırım turu ve sonrasını kapsayan bu süreçte finans, hukuk vergi ve muhasebe alanları ile kurgunun doğru yapılması kritik öneme sahiptir.

Şirket Yapısı

Fikir aşamasından şirketleşme aşamasına gelen startupların kuracakları şirket türüne karar vermeleri girişimlerinin temellerini atmak adına önemli bir role sahiptir. Şirket kuruluşu aşamasında şirket türü, sermaye miktarı, şirket ana sözleşmesi, ortaklık yapısı ve ortaklık sorumlulukları gibi konularda doğru bir karar vermek avantajlı bir pozisyon yakalamak adına girişimin değerini en iyi noktaya taşıyacaktır. Kurulacak şirket yapısının türü sonradan değiştirilebilir fakat bu işlem gerek zaman gerekse maddi açıdan ek bir maliyet oluşturacaktır.

Ticaret şirketleri şahıs ve sermaye şirketleri olarak ikiye ayrılmaktadır. Kolektif ve komandit şirketler şahıs şirketi; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ise sermaye şirketi sınıfındadır. Bir startup şirketi kurarken yatırım konusu büyük bir öneme sahip olduğu için bu şirket türleri arasında anonim şirket hisse devri, yönetim, pay sahiplerinin hakları ve sorumlulukları ve hisselere tanınan opsiyonlar açısından daha fazla esnekliğe sahiptir.

Anonim şirket kuruluşu için belirlenen sermaye tutarı en az 250.000 TL olmalıdır. Anonim şirketlerde ortaklar taahhüt ettikleri sermaye payları kadar sorumludurlar. Yani eğer şirket borcunu ödeyemezse alacaklılıklar ortaklardan taahhüt ettikleri sermaye paylarını talep edebilir.

Anonim şirketlerde avukat bulundurma zorunluluğu limited şirketlere göre daha farklıdır. Bir anonim şirket, belirlenen sermaye tutarının 5 katı ile kuruluyorsa bir avukat bulundurmak zorundadır. Yani sermaye tutarının 5 katını aşan işletmeler (2024 yılında bu tutar 1.250.000 TL) ya sözleşmeli ya da kadrolu olarak avukat bulundurmak zorundadır.

Muhasebe ve Raporlama Süreçleri

Bir girişimde etkin bir finansal yönetim ve muhasebe sisteminin olması gerçekçi bir performans takibini sunar. Doğru, tutarlı ve yasal mevzuatlara uyumlu mali veriler ile devlete, yatırımcılara ve diğer paydaşlara karşı anlamlı bir raporlama sunar. İş modelini yeni oluşturmaya başlayan girişimciler, muhasebe operasyonlarını başlangıçtan itibaren önemsemelidirler. Şirketi kurulmuş ve belli bir yol ilerlemiş girişimler, şimdiye kadar elde edilen muhasebe verilerinin kalitesini sorgulamalıdır. Finansal raporlar ve mali analizler düzenli takip edilmeli, olası krizlere girmeden önlem alınmalıdır.

Finansal süreçler aşağıdaki gibidir:

  • Muhasebe kayıt süreci,
  • Vergi beyannamelerinin hazırlık süreci,
  • Bordro ve SGK yükümlülüklerinin getirilmesi süreci,
  • Finansal planlama ve raporlama süreci.

 

Periyodik olarak verilmesi gereken beyannameler nelerdir?

Şirketin tüm ticari faaliyetlerinin kayıt altına alınması sonrasında yasal defterlere dayanarak vergi beyannamelerinin hazırlanması ve beyan edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda vergi tutarları şirketin faaliyet alanına ve ticari hacmine göre değişmektedir. Temel vergi beyannameleri aşağıdaki gibidir:

  • Aylık KDV beyannameleri,
  • Aylık (ya da üç aylık) muhtasar ve prim hizmet beyannameleri,
  • 3 aylık kurum geçici vergi beyannamesi,
  • Yıllık kurumlar vergisi beyannamesi,
  • Aylık damga vergisi beyannamesi (tüm şirketler için geçerli değil),
  • Aylık Ba ve Bs Formları (tüm şirketler için geçerli değil),
  • Geri Dönüşüme Katılım Katkı Payı Beyannamesi (tüm şirketler için geçerli değil)

Startuplarda Şirket Değerlemesi

Startuplar için şirket değerlemesi şirket kuruluş sürecinden yatırım alma sürecine kadar ciddi bir öneme sahiptir. Startuplar ilk aşama veya ileri aşamada iş potansiyellerini artırmak için yatırım arayışına girerler. Söz konusu şirket değerlemesinde yatırımcılar, şirketin mevcut finansal durumu ve gelecek finansal potansiyeli hakkında fikir sahibi olurlar. Buna göre şirketlere yatırım yaparlar. Bunun dışında aşağıdaki aşamalarda şirket değerleme ihtiyacı ortaya çıkabilir:

  • Finansman bulma amacıyla,
  • Finans kuruluşlarından kredi almak amacıyla,
  • Halka arz planlaması süreci için,
  • Şirket satışları için,
  • İş ortaklıklarının kurulması amacıyla,
  • Stratejik kararlar almak amacıyla.

Vergi Planlaması

Startup şirketleri için gerek kuruluş aşamasında gerekse mevcut durumda mali açıdan sağlıklı bir yapının oluşturulması için vergi planlaması kritik bir rol oynamaktadır. Bu açıdan bakıldığında konusunda uzman vergi danışmanlarından görüş alınması, ileride çıkabilecek vergisel yüklerden kaçınılması ve teşviklerden faydalanılarak vergi yükünün optimize edilmesi şirket için önemli bir değer kazandıracaktır.

Projelerin büyüklüğüne ve sürecine bağlı olmak üzere Ar-Ge ve tasarım teşviklerinden, istihdam teşviklerinden, yatırım teşviklerinden ve ihracat teşviklerinden faydalanılması mümkün olabilmektedir. Yurt dışına sunulan bazı hizmetlerden (mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, vb.) elde edilen kazançlara kurumlar vergisi %50 indirimli olarak uygulanmaktadır.

Günümüzde startup şirketlerinin büyük bir çoğunluğu hizmet satışı yapmaktadır. Hizmet sektöründe bu hizmeti ifa etmek için gider olarak gösterilecek kalemler (sektöre göre değişkenlik göstermek suretiyle) oldukça kısıtlıdır. Dolayısıyla startup şirketleri için karlılık kaçınılmaz olacaktır. Yüksek olan karlılık durumunda vergi yükü ile karşı karşıya kalınmaktadır. Bu durumda vergi denetimi ve planlaması ile söz konusu bu vergileri öngörülebilir kılmak mümkündür.

Vergi kanunlarında düzenlenmiş hükümlere uyulmaması durumunda vergi ziyaı, usulsüzlük ve kaçakçılık cezaları ile karşılaşılması söz konusu olabilmektedir. Aynı zamanda kanunlarda belirtilen zamanlarda ödenmeyen vergiler devlet alacağı olarak takip edilmekte ve gecikme zammına tabi olmaktadır. Bundan dolayı şirkete periyodik olarak vergi denetimi yapılması ve vergi planlamasının şirket ortakları ile görüşülmesi söz konusu bu durumlara maruz kalmamak adına faydalı olacaktır.

Devlet Teşvikleri

Ülkemizde startupları destekleyen birçok kurum ve kuruluş bulunmaktadır. Bunlar arasında önemli bir yere sahip olan kamu kurumlarının teşvik ve destekleri startupların büyümesi ve yaşam döngüsü için ciddi kolaylıklar sağlamaktadır.

Destekler

  1. KOSGEB Destekleri
  2. TÜBİTAK Destekleri
  3. İhracat Destekleri
  4. Ar-GE Destekleri
  5. Yatırım Teşvik Sistemi Destekleri
  6. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Destekleri

AHMET ÇEBER

MALİ MÜŞAVİR